Haberler
Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk Dünya Çiftçiler Gününü kutladı.
“Çiftçi kalkınmanın dinamik gücüdür”
Dünya Çiftçiler Günü’nü kutlayan Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk;
Türk çiftçisinin, Hazreti Mevlana’nın “her an iyilik tohumu ekedur; ekmedikçe hiçbir şey biçemezsin” öğüdünü kendisine rehber edindiğini belirten Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, “Türk çiftçisinin bu topraklara bereket tohumları ekmeye devem etmesi, toprağın bereketinin üretime, üretimin zenginliğe dönüşmesi, çiftçimizin ekerken de biçerken de, çapada da, hasatta da, tarlada da köyünde de yüzünün güleceği günler dileğiyle 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nü kutluyorum” dedi.

14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla kutlama mesajı yayınlayan Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, “Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu’nun 1984 yılında aldığı karardan bu yana 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü olarak kutlanıyor” diyerek başladığı kutlama mesajında şunları söyledi; “

Adımıza ithaf edilmiş bir güne pek çoğumuz farkında bile olmasak da biz üreticiler yeni kavuştuk, ancak yaptığımız işin insanlık tarihinin en eski uğraşılarından biri olduğunu hepimiz biliyoruz. Değişen dünya ile birlikte üretim altyapısı, tarım ekipmanları, teknik ve metotları da değişti, gelişti. Ancak değişmeyen bir şey var, o da çiftçilerin insanlığın temel ihtiyaçlarını karşılamada üretim zincirinin ilk halkasında yer aldıkları gerçeği. Yani biz çiftçilerin asli ve asla değişmeyen işi üretmektir. Dünyanın en eski korkusu olan kıtlık ve açlık tehdidine, üretme konusundaki kabiliyet, kararlılık ve ısrarları ile direnenler ve üretimlerini arttırarak insanlığın gönlünü ferahlatanlar çiftçilerdir. Çiftçilerin insanlığa yaptığı katkı sadece açlığı yenmekle de sınırlı değildir. Topraktan değer üretilmesini sağlayarak kalkınmaya ilk ivmeyi verenler de sermaye birikimini sağlayanlar da ürettikleriyle ekonominin çarklarını döndürenler de ürünleriyle fabrikaların çalışmasını, ticaretin dönmesini sağlayanlar da çiftçilerdir.”

“Türk çiftçisi de bu anlamda ülkesine karşı vazifesini eksiksiz yapmıştır” diyen Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk mesajını şöyle sürdürdü;

“Savaşlarla yorgun ve bitap düşmüş, milyonlarca evladını şahadete uğurlamış, sermayesi göç etmiş, sanayisi ve üretim altyapısı tahrip olmuş ülkemizde elde kalan tek sermaye olan toprağına sahip çıkarak ve üreterek mamur bir ülkenin inşası için temeli atmış, kalkınmanın dinamik gücünü teşkil etmiştir. Bugünün fabrikaları, hastaneleri, yolları, okulları, limanları o üretimin verdiği ilk ivmenin sonucu ve büyük oranda da o üretimden biriken sermayenin bereketidir. Cumhuriyetimiz kurulalı daha yüz yıl olmadı. O yılların Türkiye’sinin en önemli üretim kalemi tarım ürünleridir ve istihdamın % 90’ı tarımdadır.

14 Mayıs’ın Dünya Çiftçiler Günü ilan edildiği yıl ülkemizin yarıdan fazlası köylerde yaşıyordu ve istihdamın yarıdan fazlasını da tarım sektörü sağlıyordu. Çiftçilerin Milli Gelirden aldığı pay ise toplam gelirin dörtte biri idi. Çeyrek asırda köy nüfusu %24,5’e düştü, istihdam oranı ise % 24,7’ye geriledi. Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’dan sektörün aldığı pay ise %8,3’e düştü. Toprağa veda eden büyük bir kitleye rağmen topraktan kopmayanlar, ülkemizi dünyanın 8’inci büyük tarım ekonomisi konumuna taşımayı üreterek, sadece üreterek, asli işlerine sahip çıkarak başardılar.

” Çiftçilerin bu günde tek beklentisinin hatırlanmak ve daha çok üretim yapılması için gereken adımların atılmasına zemin oluşturulması olduğunu kaydeden Pankobirlik Genel Başkanı Konuk, açıklamasında şunları söyledi;

“Beklentimiz ve olması gereken odur ki, tarımın sorunları gündeme gelecek, sektörün daha iyi bir gelecek beklentisine cevap olacak umut kapıları açılacak. Ülkemizin hala yaklaşık dörtte biri köylerde yaşıyor ve çiftçilikle geçimini sağlıyor. Onların rant geliri yok, borsa ekranlarından, döviz kurlarından da kazanmıyor. Çiftçinin tek geliri ürün bedeli. Yani emeğinin ve alın terinin karşılığı.

Ancak çiftçinin üretimi üzerinden başka gelirler oluşuyor ve geçinenler oluyor. Üreticiden tüketiciye uzanan yolculukta tarla fiyatı birkaç kat artıyor. Aradakiler, tarladakilerden kat be kat çok kazanabiliyor. Üretenin üzerinden başkaları daha çok kazandığı için de tarım sektöründe çalışanlar ülke ortalamasının kat kat üstünde bir oranda yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkûm oluyor. Bugün vesilesiyle bunları hatırlatmaz, tartışmaz ve gündemimize almazsak yayınlanacak mesajlar ve salonlarda yapılacak toplantılar unutulmamanın dışında geleceğe dair hangi ümidi verebilir biz çiftçilere?

Köydeki çiftçi çocuklarına akranlarıyla eşit koşullarda yarışacakları eğitim imkânlarını nasıl ulaştırabileceğimize, sağlık hizmetinden çiftçi ailelerinin de etkin yararlanması için yapmamız gerekenlere ve sosyal güvenlik şemsiyesinin altında çitçi ailelerine de yer açmak için yapılacaklara, yani insanca yaşamak için asgari hayat standartlarını çiftçilerin yaşadıkları mekânlara ulaştırma konusunda yapılması gerekenlere bugün vesilesiyle odaklanmamız gerekmez mi?”

“Biz bir üretici birliği olarak ve onun iktisadi işletmeleri eliyle hem tarlada üretimin üzerindeki yükün kalkması hem de merkezine insanı alan bir yaklaşımla köylerimize modern hayatın imkânlarını ulaştırmak için kararlılıkla mücadele ediyoruz” diyen Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, açıklamasının sonunda şu ifadeleri kullandı;

“Özelde pancar, genelde Türk çiftçisi omzundaki yük hafifletildiğinde, toprakla arasına örülen duvarlar kalktığında neleri başarabileceğini kendi inşa ettiği sanayi tesisleriyle ispatladı. Bu tesisler Türk çiftçisinin topraktan ürettiği ve biriktirdiği sermayenin eseridir. Türk çiftçisi ekonominin teorisinden pratiğine kendi sanayi tesislerini kurarak geçmiştir. Ve bu organizasyon 365 gününü çiftçiler günü ilan ederek, çiftçinin omzundaki tarım dışı yükleri kaldırmak, üretimde sürekliliği ve sürdürülebilirliği sağlamak, tarım sanayi entegrasyonunu tesis ederek dünya ile rekabette Türk çiftçisini avantajlı hale getirmek için çalışıyor. Artan her tesis daha çok ürün, daha çok üretim, daha çok kazanç demektir. Artan her tesis, alın teri kurumadan emeğin karşılığını aldığı, üretimin mübarek sayıldığı, ekerken ve biçerken emeğin boşa gideceği endişesinin asla taşınmadığı ve merkezinde Türk çiftçisinin yer aldığı bir iddiayı realize etmektir. Ve bu topraklar kendisini sevgiyle işleyenlere bereketini sunmakta, cömert ve şefkatli davranmakta gani gönüllü.

Ve bu toprakların bereket ve cömertliğini zenginliğe dönüştürme kabiliyeti ve tecrübesi de Türk çiftçisinde var. O zenginliği harekete geçirmek için beklenen tek şey dün olduğu gibi bugün de toprağın yormadığı çiftçimizi yoran tarım dışı yüklerin Türk çiftçisinin omzundan kalkmasıdır.”

www.recepkonuk.com.tr