Haberler
Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk bayram mesajı yayınladı
Bayramlar, hoşgörü ve dayanışma Mevsiminin başlangıcıdır


Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk, Ramazan Bayramı dolayısıyla yayınladığı mesajında, bayramların sıradan günler olarak görülmemesi gerektiğini ve üç-beş günlük fasılasız tatil günleri de olmadığını belirterek, “Bayramlar, uzak yakın, komşu hısım, kırgın küs, dargın barışık aynı inanca sahip insanların her şeyi geride bırakıp kucaklaştığı bir muhabbet, hoşgörü ve dayanışma mevsiminin başlangıcıdır” dedi.

“Rahmet ve bereket ayı bir Ramazan’ı daha idrak edip, bayrama erişmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz” diyen Pankobirlik Genel Başkanı Konuk, “Ramazan Ayı’nın yaydığı manevi huzur iklimi ve bu ay vesilesiyle doyasıya teneffüs ettiğimiz hoşgörü, yardımlaşma ve dayanışma havasının Bayram ile birlikte ve bayramdan sonra da bizi, bizim ülkemizi terk etmemesini temenni ediyorum. Bayram günleri bizim için sıradan günler değildir. Bayram günlerinin manası, sadece nefis terbiyesinden alın akıyla çıkma coşkusunun yaşandığı günler de değildir” şeklinde konuştu.

Konuk, bayram mesajında şu açıklamayı yaptı;

“Bayramlar estirdiği manevi hava ile bizim inanç iklimimizde, her evde, her sokakta, her caddede, her köyde, her mahallede, her kasabada, her ilçede, her şehirde, her bölgede ve tüm ülkede aynı coşku, aynı manevi haz, aynı duyguların ve aynı duygu bütünlüğünün yaşandığı çok özel ve özellikli günlerdir. Milyonlarca farklı insanı aynı duygu ikliminde buluşturmak, milyonlarca insanın hem diliyle hem kalbiyle tanıdık tanımadık bütün kardeşleri için aynı iyi dilek ve temennilerde bulunmasını, kül olarak ülkemizin semalarında iyilik ve hoşluk seslerinin aynı anda tek ses olarak yükselmesini sağlamak sadece bayramlara has bir durumdur.

Bayramlarda oluşan o havayı istikbale taşımak hem fert olarak hem toplum olarak bizim öncelikli vazifemizdir. Bayramlar vesilesiyle oluşan duygu birlikteliğini muhafaza etmek, bayramlar vesilesiyle oluşan iyilik iklimine kıskançlıkla sahip çıkmak hepimizin tek tek milletimize ve bu ülkenin evlatlarına karşı vazifesidir.

Bizler Ramazan’ın manevi iklimini on iki aya yaymalıyız. Yaymalıyız ki, bir birimizin farklılıkları bize renk katabilsin. Yaymalıyız ki, aramızdaki düşünce farklılıkları bizi birbirimize düşürmesin, farklılıklarımız zenginliğimiz olsun, olabilsin. Yaymalıyız ki, yokluk hiçbir annenin ve babanın boynunu bükmesin. Yaymalıyız ki bayramlar, bila istisna tüm çocuklar tarafından ve hiçbir çocuğumuzun yüzünde yokluğun ve yoksulluğun hüznünden eser olmaksızın onların mutluluğu ve neşesiyle, şeker tadında kutlanabilsin. Bu anlam ve mana ikliminin devamı konusunda inancımız tamdır. Bu inancımız, idrak ettiğimiz Ramazan ayında milletimizin sergilediği erdem, tezahür ettirdiği dayanışmadan kuvvet almaktadır.

Milletimizin bu ay içerisinde gösterdiği asaletin ve yüksek şuurun bir sonucu olarak, yoksullara, düşkünlere yönelik olarak her yerde yardımlaşmayı ortak bir tavır olarak tezahür ettirmesi, aynı ezan, aynı kıble, aynı hayır duaları ve aynı değerleri paylaşarak ülkemizin her tarafında ortak bir manevi havayı teneffüs ettirmesi,  bizim, bizi millet yapan bağların ne kadar güçlü, derin ve kopmaz olduğuna dair inancımızı pekiştirmiştir. Ramazan ayı münasebetiyle yaşadığımız bu manevi iklimin bizim coğrafyamızda ilelebet egemen olması en büyük temennimizdir. Bir başka temennimiz daha vardır, yoksula ve ihtiyaç sahibine yardım etmekten kimsenin imtina etmediği ülkemizde, bizim gönlümüzden geçen; yardımlara ihtiyaç duyacak hiç kimsenin kalmamasıdır. Bizim temennimiz ve çabamız bizim coğrafyamızın ve bizim milletimizin dünyanın en zengin, en müreffeh ülkesi ve milleti olması içindir.

Her bayram bir önceki bayrama göre daha çok köyün, daha çok evin, daha çok üreticinin bayramları bayram gibi geçirmesi için üzerimize düşeni eksiksiz yapmış olmanın gönül rahatlığı ve başarmış olmanın öz güveni ile bayramların daha bir bayram gibi yaşanacağı, yokluk ve yoksulluğun belinin her yıl bir önceki yıla göre daha çok kırıldığı bir Türkiye ve bir tarım sektörü hedefimize hızla ilerliyoruz.  Biz şunu biliyoruz, tarladaki ürünü işlemek üzere tamamlanan her tesis, Anadolu’nun bağrında yükselen her tarımsal sanayi tesisi, yüzü çiftçiye dönük yapılan her yatırım çiftçinin gelecek bayramları eli geniş, gönlü ferah geçirmesinin teminatıdır. Her yatırım ve her tesis dünyanın gelişmiş ülkelerindeki refah seviyesine Anadolu’da da yaklaşılması ve ulaşılmasıdır. Her tamamlanan yatırımın ve her üreten tesisin daha zengin, daha müreffeh daha üretken Türkiye’nin teminatı olduğuna dair samimi ve sarsılmaz bir inançla bizim evlatlarımızın her bayramda bir önceki bayramdan daha çok yüzlerinin gülmesi ve bayramların tadına tat, coşkusuna coşku katmak için çalışıyor, bu toprakların ve bu toprakların çocuklarının yüzünü güldürmek için çalışan herkese dualarımızda ilk sıra yer veriyoruz. Biz biliyor ve temenni ediyoruz ki, bu el ve gayret birliği bu toprakların çocuklarının istikbalini aydınlatacak, bu topraklarda yaşanan her bayrama ayrı bir tat ayrı bir coşku katacaktır.

Bu duygularla tüm üyelerimizin, bütün çiftçilerimizin, hemşehrilerimin, aziz milletimizin ve tüm inananların mübarek Ramazan bayramını tebrik eder, bu rahmet ve bereket günlerinin hayırlara vesile olmasını dilerim.”