Haberler
Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk; “Gazze’nin acısı dinsin bayramlar bayram olsun”
Bir Ramazan Bayramı’na daha ermenin bahtiyarlığını yaşadığımız şu günlerde bir yanımız kederli, bir yanımız buruk, bir yanımız üzgündür.

Sevinç ve coşkunun hâkim olduğu, özel olarak kutlanan, özel günler olarak tarif edilir sözlüklerde, bayramlar. Sözlüklerdeki tarifi bizim milletimiz bu altı harfe yüklediği değerlerle zenginleştiren bir millettir. Biz dini bayramlarımızı sıradan bir kutlamanın, sevinç, neşe ve coşkudan ibaret zaman anlayışının dar kalıplarına sığdırmayız, sığdıramayız. Bayram günleri bizim için sıradan günler değildir. Bayram günleri üç, beş günlük fasılasız tatil günleri de değildir. Bayram günlerinin manası, sadece nefis terbiyesinden alın akıyla çıkma coşkusunun yaşandığı günler de değildir.

Biz, millet olarak bayram günlerini dargınlıkların son bulduğu, yakın uzak herkesin kardeşlik hukukuyla birbirine sarıldığı, bayram tebrikini vesile kılarak içten kucaklaştığı günler olarak anlarız. Biz, bayramları hoşgörüyle bezer,  huzur iklimi ile taçlandırırız. Biz, bayramları birliğimizi ve bütünlüğümüzü kuvvetlendirecek özel günler olarak kabul ederiz. Biz, bayramlarda sevgimiz gibi eldekini de paylaşır, milletçe dayanışma ve yardımlaşmanın manevi hazzını da tadarız. Biz, bizim manevi coğrafyamızda her sene her iki bayramda da taze bir başlangıç yapar, hoşgörü ve karşılıklı muhabbet iklimini doyasıya teneffüs ederiz. Biz, bayramlarda kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına yurdun dört bir yanında aynı duygu bütünlüğünde buluşur, aynı manevi havayı teneffüs eder, sevinç, coşku, heyecan, varsa sevincimizi gölgeleyen burukluklar onları da hep birlikte yaşarız.

Farklılıklarını bir kenara bırakarak milyonları aynı duygu ikliminde buluşturan, milyonların hem diliyle hem kalbiyle tanıdık tanımadık bütün kardeşleri için aynı iyi dilek ve temennilerde bulunmasını, kül olarak ülkemizin semalarında iyilik ve hoşluk seslerinin aynı anda tek ses olarak yükselmesini sağlayan bir Ramazan Bayramı’na daha ermenin bahtiyarlığını yaşadığımız şu günlerde bir yanımız kederli, bir yanımız buruk, bir yanımız üzgündür.

Engin hoşgörünün, karşılıklı muhabbet ve hürmetin membaı inanç iklimimizde, maalesef mübarek ramazanı huzur içinde geçiremeyen ve bayrama güven ve huzur içinde eremeyen Türkmen kardeşlerimizin yanı sıra, yakın uzak coğrafyalarda başta Filistin’li Gazze’deki kardeşlerimiz olmak üzere yüz binlerce kardeşimizin derdiyle dertlenmiş halde Ramazan Bayramı’nı idrak ediyor, Gazze’nin acısının dinmesi duasıyla, bayramı bir yanımız eksik, gönül gözümüz yaşlı kutluyor, yaşadığımız burukluğun çaresinin de yine bayramlarla esen manevi iklimin hayatın her alanına nüfuz etmesiyle mümkün olduğunu biliyoruz.

Bizler Ramazan’ın ve bayramın o engin hoşgörüsünden, manevi huzur ikliminden, karşılıklı muhabbet ve sevgiden ilhamını alan bir dünyanın inşasına el verebilir ve el birliği ile yakın coğrafyamızdan başlayarak inanç coğrafyamızda bu manevi iklimin tesisine katkı yapabiliriz, yapmalıyız. Yapmalıyız ki, birbirimizin farklılıkları bize renk katabilsin. Yapmalıyız ki, aramızdaki düşünce farklılıkları bizi birbirimize düşürmesin, farklılıklarımız zenginliğimiz olsun, olabilsin. Yapmalıyız ki, yokluk hiçbir annenin ve babanın boynunu bükmesin. Yapmalıyız ki bayramlar, hem yakın coğrafyamızda hem de ülkemizde bila istisna tüm çocuklar tarafından ve hiçbir çocuğumuzun yüzünde yokluğun ve yoksulluğun hüznünden eser olmaksızın onların mutluluğu ve neşesiyle, şeker tadında kutlanabilsin. Bu anlam ve mana ikliminin tesisi konusunda inancımız tamdır. Bu inancımız, idrak ettiğimiz Ramazan ayında milletimizin sergilediği erdem, tezahür ettirdiği dayanışmadan kuvvet almaktadır.

Milletimizin bu ay içerisinde gösterdiği asaletin ve yüksek şuurun bir sonucu olarak, yoksullara, düşkünlere yönelik olarak her yerde yardımlaşmayı ortak bir tavır olarak tezahür ettirmesi, aynı ezan, aynı kıble, aynı hayır duaları ve aynı değerleri paylaşarak ülkemizin her tarafında ortak bir manevi havayı teneffüs ettirmesi,  bizim, bizi millet yapan bağların ne kadar güçlü, derin ve kopmaz olduğuna dair inancımızı pekiştirmiştir. Ramazan ayı münasebetiyle yaşadığımız bu manevi iklimin bizim coğrafyamızda ilelebet egemen olması en büyük temennimizdir. Bir başka temennimiz daha vardır; yoksula ve ihtiyaç sahibine yardım etmekten kimsenin imtina etmediği ülkemizde, bizim gönlümüzden geçen; yardımlara ihtiyaç duyacak hiç kimsenin kalmamasıdır. Bizim temennimiz ve çabamız; bizim coğrafyamızın ve bizim milletimizin dünyanın en zengin, en müreffeh ülkesi ve milleti olması içindir.

Her bayram bir önceki bayrama göre daha çok köyün, daha çok evin, daha çok üreticinin bayramları bayram gibi geçirmesi için üzerimize düşeni eksiksiz yapmış olmanın gönül rahatlığı ve başarmış olmanın öz güveni ile bayramların daha bir bayram gibi yaşanacağı, yokluk ve yoksulluğun belinin her yıl bir önceki yıla göre daha çok kırıldığı bir Türkiye ve tarım sektörü hedefimize hızla ilerliyor,  bizim evlatlarımızın her bayramda bir önceki bayramdan daha çok yüzlerinin gülmesi ve bayramların tadına tat, coşkusuna coşku katmak için çalışıyor, bu toprakların ve bu toprakların çocuklarının yüzünü güldürmek için çalışan herkese dualarımızda ilk sırada yer veriyoruz. Biz biliyor ve temenni ediyoruz ki, bu el ve gayret birliği bu toprakların çocuklarının istikbalini aydınlatacak, bu topraklarda yaşanan her bayrama ayrı bir tat ayrı bir coşku katacaktır.

Bu duygularla tüm üyelerimizin, bütün çiftçilerimizin, hemşehrilerimin, aziz milletimizin ve tüm inananların mübarek Ramazan Bayramını tebrik eder, bu rahmet ve bereket günlerinin hayırlara vesile olmasını dilerim.